“Rahmet, bereket ve mağfiret iklimi olan Ramazan ayına ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşamaktayız. 15 Mayıs 2018 Salı günü kılacağımız ilk teravih namazının ardından 16 Mayıs Çarşamba günü tutacağımız ilk oruçla da bu mübarek aya girmiş olacağız inşallah.
Ramazan ayı, dinimizce yüce ve kutsal kabul edilmiş on bir ayın sultanı mübarek bir aydır. Kutsiyeti ve fazileti Kur’an ve sünnetle sabit olan Ramazan ayı, oruç ayıdır. Kur’an ayıdır. Allah’ı yüceltme ayıdır. Şükür ayıdır. Doğruyu bulma ayıdır. Tövbe ayıdır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini içinde saklayan mübarek bir aydır. İnsan bu ayın her gününü ve her anını, yenilenme hissiyle yaşayarak kendini de maddi ve manevi yönden geliştirmeli, günahlarla dolu yaşanan hayata elveda diyerek yeniden bir dirilişle gönül kapılarını açmalıdır.
Ramazan ayı; Tutacağımız oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuşacağı, vereceğimiz zekâtlar ve sadakalarla malımızın temizliğe ulaşacağı, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir aydır.
Ramazan ayı; İbadet hayatımızda oruçlarımızla, beş vakit namaz ve teravih namazlarımızla, okuyacağımız Kur’an ile manevi yönde birçok güzellikler elde edeceğimiz bir aydır. Mübarek Ramazan ayının üstünlüğünden istifade edebilmeyi Rabbim cümlemize nasıp eylesin. Ramazan, insanlara birbirlerini sevmeyi, kardeşliği ve hürriyeti öğreten bir mekteptir. Ramazan yoksulların, düşkünlerin, muhtaçların, kimsesizlerin, yetim ve öksüzlerin, yaşlıların hatırlandığı ve korunduğu bir aydır. Ramazan, sıcacık yuvasından ayrılmak zorunda kalan kardeşlerimizin derdiyle hemhal olma vaktidir. Bu anlayışıyla kişinin kendisine, ailesine, akrabalarına, komşularına, Müslüman kardeşlerine, mültecilere, yetimlere, yaşlılara iyilik yapma ve sevgiyle yaklaşma hususlarında bu ayda bilinçlendirici çalışmalar yürütülecek, Ramazan ayı boyunca vaaz ve hutbelerde halkımız iyiliğe, hayra, ihsana ve diğerkâmlığa teşvik edileceklerdir.
Başkanlığımız bu yılın Ramazan ayının temasını "İsraf Olmasın" başlığını belirlemiştir, Bugün yeryüzünün en temel sorunlarından biri israftır. Kur’an’ın dünya ve ahiret dengesi adına beyan ettiği fermanlara baktığımızda, cimriliği eleştirmekle birlikte saçıp savurmayı da şiddetle yasaklayan makul bir dengenin varlığı açıkça görülmektedir. Bu ölçü ihlal edildiğinde hayatın dengesi bozulmakta ve insan her şeyden öte kendisine ve geleceğine kötülük yapmış olmaktadır. Bugün küresel boyutta sefaletin yaşandığı yeryüzünün en temel sorunlarından biri olan israf hayatın birçok alanına maalesef sirayet etmiştir. Nitekim ormanlar, akarsular ve bütün doğal unsurlarıyla tabiat, insanın sorumsuz ve hoyrat tavrından nasibini alarak ekolojik tahribe maruz kalmaktadır. Aynı şekilde, insanî değer ve erdemlerin ihmal edildiği, bilginin, sevginin, dostluğun ve güvenin tüketildiği ve heba edildiği bir dünyanın da anlam yönüyle israfa ve fesada uğradığı izahtan varestedir. Lüks alışkanlıklarının zaruret olarak algılanarak ihtiyaç ölçüsünün kaybolmasına, arzularının esiri olan insanın, hayatı israf ve tüketim çılgınlığına çevirmesine karşı ciddi bir tüketim ahlakına, nimet ve sorumluluk bilincine, şükür, kanaat ve paylaşma gibi değerlerin ihyasına ihtiyacın olduğu aşikârdır. Dolayısıyla, Allah’ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağının bilinci içinde, nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden her konuda iktisadı merkeze alarak infak ahlakını kuşanmak bizlerin en önemli şiarı olmalıdır.Samimi bir niyet ve mütevazı bir yaklaşımla bu ayın bereketini kazanmayı ve hayatımıza kattığı güzellikleri ahlaka dönüştürerek kalıcı hale getirmeyi ana gaye edinmeliyiz.
Bu duygularla Oltulu hemşerilerimizin ve aziz milletimizin, Ramazan ayını tebrik ediyor, ülkemizin, İslâm âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, bütün müminlerin affedilmelerine vesile olmasını Yüce Allah´tan niyaz ediyorum.