28.02.2024

Sağlığı Yerinde Olmayan Vatandaşlarımızın Hac Kayıtları

Sağlığı Yerinde Olmayan Vatandaşlarımızın Hac Kayıtları

Hacca gitmek üzere kesin kayıt hakkı elde eden vatandaşlarımızdan Alzheimer,
bipolar bozukluk, panikatak, depresyon gibi ruhsal ve psikolojik hastalığa yakalanmış, kendi işini göremeyecek derecede ortopedik engelli olan, tekerlekli sandalye, felçli, yarı felçli, kanserin son evresine gelmiş ve buna benzer müzmin hastalıklara müptela olmuş kişilerin hac ile ilgili yükümlülüklerinin dini açıdan hükmünü sıkça ve yüksek sesle kamuoyunda dile getirme zaruretinin elzem hale gelmesi sebebiyle, konu "istitaaat" çerçevesinde değerlendirilerek görüş bildirilmek üzere, ilgi (a) yazımızla Başkanlığımız Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına sunulmuştur.
Konu ile ilgili Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının cevabi görüş yazısında; "Hac,
İslam'ın beş temel esasından biri olup hem bedeni hem de mali yönü bulunan bir
ibadettir. Hac ibadeti, sağlık, mali yeterlilik ve yol emniyeti yönünden haccetme
imkanına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve erginlik/ büluğ çağına ermiş her Müslümana
farzdır.
Haccın kimlere farz olduğunu bildiren Al-i İmran suresinin 97. Ayetindeki
"istitaat/güç yetirebilme" şartının beden sağlığını da kapsadığını ifade eden İmam Ebu
Hanife ile İmam Malik, hac ile ilgili diğer şartları taşıdığı halde sağlığı elvermeyen ve
bedeni güce sahip olmayan kişilere haccın farz olmadığı kanaatindedirler. Hanefilerden
İmameyn de dahil diğer iki mezhep ise bu durumda olanlara haccın farz olduğunu
ancak bizzat gidememeleri halinde bedel göndermeleri gerektiği görüşünü
benimsemişlerdir. Hac kendilerine sağlıklı iken farz olduktan sonra bunu eda etmeyen
ve sonrasında sağlığını kaybedenlerin bedel göndermek suretiyle bu ibadeti vekaletle
eda etmeleri gerektiği konusunda ise alimlerin görüş birliği vardır.
Açıklanan gerekçelerle Kurulumuz, İmam Ebu Hanife ile İmam Malik'in görüşleri
istikametinde, kendi başlarına vasıtaya binip-inemeyecek ve hac menasikini
yapamayacak durumdaki hasta, yaşlı, kötürüm, felçli ve engelli kimselere haccın farz
olmadığı görüşünü tercih etmektedir.
Diğer taraftan kendisine hac farz olduktan sonra, yaptığı ibadetin manasını,
mahiyetini ve rükünlerini kavrayamayacak ve kendi işlerini göremeyecek derecede
sağlığını kalıcı olarak yitiren kişilerin sorumluluktan kurtulmak için bu ibadeti
bedel/vekalet yoluyla yaptırmaları gerekir." denilmektedir.

Ayrıca, 2024 yılı hac kesin kayıtlarına ilişkin Başkanlık talimatının "II- Hac Kesin
başlıklı 12. maddesinin (c) alt bendinde: kesin Kayıtlarına İlişkin Hususlar' kayıt hakkı elde
edenlerden, "Haklarında Alzheimer, Diyaliz ve Şizofreni tanısı bulunan vatandaşlarımızın
Sağlık Bakanlığıyla koordineli bir şekilde durumlarının tespit edilerek, bu durumda olanlara kesin kayıt hakkı verilmeyecek, ancak adlarına vekaleten hac yapmak üzere
kendisi/vasisi/vekili tarafından noterden vekaletname verilen bir kişiye", (ç) alt bendinde ise: "Sağlık durumu sebebiyle hacca gidemeyeceği aile hekimi veya tek hekim imzası ile
belgeleyenler ve 65 yaş üstü kişilerin adlarına vekaleten hac yapmak üzere
kendisi/vasisi/vekili tarafından noterden vekaletname verilen bir kişiye", "Anne, baba, eş,
çocuk, amca, hala, teyze, dayı, torun, kardeş, damat, gelin, kayınbaba, kayınvalide,
kayınbirader, baldız ve yeğen ile sınırlı olmak kaydıyla, talep ettiği konaklama türüne ait ücreti yatırmak şartıyla, daha önce hacca gidip gitmediğine, kuraya katılıp katılmadığına
bakılmaksızın, 65 yaş altında ve sağlıklı olması koşuluyla kesin kayıt hakkı verilecek, bu
şekildeki gidişler arşiv bilgisi olarak değerlendirilmeyecek, vekalet verenin ise hac arşiv kaydı tutulacaktır." 
 

                                                                                                  Remzi BİRCAN
                                                                                                      Başkan a.
                                                                            Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü